Tuesday, February 7, 2012

VADİM O KADAR YEŞİLDİ Kİ (HOW GREEN WAS MY VALLEY)

- 1941 yapımı "Vadim O Kadar Yeşildi ki" aslında pek çoğumuzun bileceği gibi, Richard Llewellyn'e ait ünlü bir roman. Romanı henüz okumadım ama filmi izlemek de genel de olsa bir fikir edinmemi sağladı.

- Filmde, altı erkek ve bir kız çocuğu olan Galli bir ailenin en küçük oğlu Huw Morgan'ın gözünden, Galler'deki cennetimsi bir vadinin ekonomik çöküş ve sanayileşme ile nasıl bozulduğunu, insanların hayatlarındaki büyük değişimleri ve toplumsal akışı oldukça duygusal bir şekilde görüyoruz.

- Bahsi geçen vadide küçük bir kömür madeni kasabası yer alıyor. Morgan'lar sevgiyle kuşanmış, azla yetinebilen mutlu bir aile. Onlar ve kasabadaki diğer insanlar için iyi giden her şey, fabrikada ve kömür madeninde işlerin azalması ve ucuz işgücünün artmasıyla bozuluyor. Ekonomideki dalgalanmalar besin piramidinin altındaki insanlar için bir kez daha günlük yaşama acımasız ve suni bir şekilde yansıyor. Belki de, film sırf ekonomik nedenlerle büyük aile kavramının parçalanışının ve çekirdek aile sisteminin hayatımıza girmesinin sembolik bir tarihçesini anlatıyor denilebilir.

- Arka planda ekonomik buhran ve evin tek kızının aşk acıları yer alsa da, olaylar evin küçük ve tüm kışı ağır bir hastalıkla geçirmek zorunda kalan oğlu Huw'un gözünden akıyor. Abilerinin iş bulmak için evden ayrılmalarını, ablasının sadece karlı olduğunu düşündüğü için sevmediği zengin bir adamla evlenmesini, anne ve babasının günden güne çöküşünü hasta yatağında ve olaylara müdahil olamadan, ama pozitif bir gözle izliyor.

- Sonuçta abiler ve abla evden ayrılıyor, tüm kasaba fakirlik ve iş sorunlarıyla yüzleşiyor. Kasabanın neşesinin ve düzeninin yerini sessizlik ve endişe alıyor. Aileler yavaş yavaş dağılıyor, ayrılığın zorluğu oldukça duygusal sahnelerle veriliyor. Önceden kalabalık ve coşkuyla yenen yemeklerde anne ve baba gittikçe yalnızlaşıyorlar. Aynı zamanda da, karlı evliliklerin ön plana çıkıp aşkın biçim değiştirmesi ve unutulması, evliliğin kadınlar için yüzyıllardır oynadığı kariyer rolünü de eleştirel bir şekilde görüyoruz. 

- Biraz da, netten filmle ilgili topladığım haberleri yazmak istiyorum. Filmin aslında İngiltere Galler'de çekilmesi planlanıyormuş ama o tarihte Naziler İngiltere'yi yoğun hava saldırısında tuttukları için yapımcılar bu fikirden vazgeçmişler. Huw Morgan'ı canlandıran Roddy McDowell savaş nedeniyle Amerika'ya gelen çocuklar arasından iki hafta içinde seçilmiş. 

- Filmin yönetmeni John Ford için dahi, mükemmeliyetçi ve zor bir insan olduğu yorumları yapılmış. Kendisi de bu filmin en kişisel filmi olduğunu belirtmiş daha sonra. Bence John Ford sade çekimleri seviyor, olayları birbirine ustaca bağlıyor ve aynı sahnede farklı olaylar ve duyguları tesadüfmüşçesine iç içe geçiriyor. Ford her yıl 5 Mayıs’ta,  setin kadın üyeleri ve çocuk oyuncusuyla "Ladies of Green Valley" adlı bir toplantı yapıyormuş.

- Cumhuriyetçi oldukları alenen bilinen yapımcı Zenick ve Fox Firması, içinde yoksulluk ve sendika gibi kavramlar olduğu için filmi yapmayı önce reddetmişler. O dönemlerde tam tersi bir ekonomik rahatlama yaşayan Amerika için gerçekten de ilginç bir seçim olduğunu söyleyebilirim. Daha sonra yapımcı Zenick, kamuya aslında sendikalara karşı olduğunu, ama açık görüşlü bir insan olduğu için filmi destekleyeceğini söylemiş.

- Filmde duyacağınız sarkılar Galler'e ait  orijinal eski şarkılar. İngilizce izlemekte yarar var, çünkü aksanları İrlanda ve İskoçyalılar'a benzemekle beraber çok daha sert ve değişik. Hatta yer yer kelimeler de oldukça değişik. Film "Yurttaş Cane" ile aynı yıl Oscar'a aday gösteriliyor ve ödülü kazanıyor. Eleştirmenler "Yurttaş Cane"in akıldan, "Vadim O Kadar Yeşildi ki"nin ise duygudan gelen bir gücü olduğunu söylüyorlar.
- Ailenin bir ülke içim metafor olarak kullanılışını, ekonomik çalkalanmaların halkların kültürlerine etkisini küçük bir örnek grupta izlemek isterseniz, çok iyi bir örnek olduğunu söyleyebilirim "Vadim O Kadar Yeşildi ki"nin. Duygusal bir insansanız eğer, izlerken gözlerinizden birkaç damla yaş da süzülebilir.
- ilhamavcisi'nin notu 7/10

No comments:

Post a Comment