Monday, February 6, 2012

AYNANIN İÇİNDEN - ALICE ORADA NE BULDU? (THROUGH THE LOOKING GLASS)

- Aynanın İçinden, Alice Harikalar Diyarında'nın devam kitabı olmasına rağmen nedense ilk kitap kadar bilinmez. Herkes Alice'in tek kitap olduğunu ve maceraların Alice'in uyanmasıyla sona erdiğini zannetse de, bence bu kitap ilkinden çok daha zevkli ve daha usta bir yazarın izlerini taşıyor. Gerçi bir önceki yazıda da belirttiğim gibi, Alice karakterinin ve maceralarının çocuklara vereceği çok bir şey olduğuna inanmıyorum ve genel anlamda sevimli olduklarını da düşünmüyorum ama, bu kitap neden bu kadar geri planda kalmış ve dikkate alınmamış anlayabilmiş değilim.

- Aynanın İçinden, Alice'in ilk kitapta da sık sık bahsettiği kedisi Dinah'ın iki yavrusuyla oynamasıyla açılıyor. İlk kitabın aksine, mevsim yaz değil ve Alice ile kediler içinde şömine yanan bir odada oyun oynuyorlar. Her şey Alice'in odadaki aynanın içinden geçerek başka bir odaya girişiyle başlıyor. Bu yeni oda, Alice'in içinden geçtiği odanın aynısıdır, ama eşyalar tam ters şekilde yerleşmiştir, hatta zaman bile ters akmaktadır. Bu mekanın, Harikalar Diyarı'nın ayna yansıması oluşturularak yaratıldığı söylenir. Enteresan bir nokta, bu odadaki resimlerin hareket etmeleri ve canlı olmaları, ve yaklaşık 120 yıl sonra Harry Potter serisinde de bu kavramla tekrar tekrar karşılaşmış olmamız. Ve en ilginci, Alice kendini yavru kediye oynatmaya çalıştığı satranç oyununun içinde bulur. Yine Harry Potter serisinin ilk kitabında, Ron, Harry ve Hermione sırlar odasına ulaşmak için dev ve canlı bir satranç oyunundan başarıyla çıkmak zorunda kaldıklarında, Harry Potter'in orijinalliği konusunda şüpheye düşmemek elde değil. Burada alternatif mekan kavramını akıllıca kullanan Lewis Carroll, kitap içinde aynı zamanda değişik zaman akışları, zaman atlaması ve görecelik kavramlarını da bolca kullanıyor.

- Alice, yeni girdiği bu odadan bir bahçeye çıkıyor. Bahçedeki çiçekler oldukça konuşkan ve meraklılar. Değişik türde birçok çiçek bir ağızdan konuşmaya başlarlar ve yoğun bir gürültü yaratırlar. Alice'i de çiçek zanneden ve oldukça garip bulan bu çiçeklere kendisinin insan olduğunu anlatmaya çalışan Alice, toplum genelinden farklı olmanın sorunlarını küçük yaşta anlamaya başlarken, Kırmızı Kraliçe çıkagelir. Kırmızı Kraliçe zayıf ve titiz bir kadındır. Alice'e kraliyet terbiyesi konusunda keskin dersler verir ve özellikle konuşmasını düzeltmeye çalışır, kelimelerin farklı anlamları ve çağrışımların çeşitlilikleri konusunda engin görüşleri vardır. Alice, Kırmızı Kraliçe'ye kendisinin de kraliçe olmak istediğini söyleyince, Beyaz Kraliçe'nin himayesinde bir piyon olarak oyuna başlayabileceğini ve eğer oyun tahtasının karşı tarafına geçebilirse kraliçe olabileceğini öğrenir. Piyonların oyunun başında iki hamle yapabilmesi kuralına dayanarak, trene binerek iki hamlelik yerine doğru yol alır.

- Tren yolculuğundan sonra, eski bir ninniden duymuş olduğu Tweedledum ve Tweedledee adlı ikizlerle karşılaşır. İkizler fiziken topaça benzemektedir ve her konuda anlaşır görünmelerine rağmen, anlaşamadıkları zaman şemsiye ve kılıçlarla savaşa girişmektedirler. Bu ikizler genelde Harikalar Diyarı ile birlikte anılır, çünkü ilk kitabın bazı baskıları Ayanın İçinden'den karakterler ve olaylar içermektedir. İkizler için hiçbir yorum yapılmamış olmasına rağmen kale veya fili sembolize ettiklerini söyleyebiliriz.

- İkizlerden sonra Alice, Beyaz Kraliçe ile karşılaşır. Kraliçe'nin saçları ve üstü başı dağınıktır, bir çok şeyi hatırlayamaz ve perişan bir hali vardır. Buradan oyunun kırmızılar lehine geliştiği sonucu çıkarılabilir.  Hatta Beyaz Kraliçe daha sonra koyuna dönüşür.

- Bir sonraki durak yumurta adam Humty Dumty'dir. Bir duvarın üzerinde oturan bu yumurta adam, Alice'e bir önceki kitaptaki Ceshire kedisi benzeri öğütler ve dersler verir. Humpty Dumpty'den de kurtulan Alice kendini bir savaş meydanında bulur. İlk kitapta tanıştığımız ve burada da karşımıza çıkan diğer karakterler de savaşta ulak olarak çalışan Beyaz Tavşan ve Şapkacı'dır. Alice savaşın en civcivli noktasında, kendisini tekrar başka bir yerde bulur. Bir ağacın dibindedir ve Kırmızı Şövalye ona doğru hınçla yaklaşmaktadır. Tam bu sırada Beyaz Şövalye imdada yetişir, Kırmızı Şövalye ile dövüşerek Alice'i kurtarır. Aslında yaşlı bir adam olan Beyaz Şövalye'nin yine yaşlı bir adamla ilgili okuduğu şiir dinlemeye değer, Lewis Carroll'un şiir ya da manzume konusundaki başarısını açıkça ortaya koyuyor. Beyaz Şövalye Alice'e bir atın hamle yapabileceği uzunluktaki yol kadar eşlik ediyor ve burada ayrılıyorlar.

- Alice son durağında nihayet kırmızı kraliçe ile tekrar karşılaşıyor ve oyun boyunca uyur halde olan Kırmızı Kral'ı şah pozisyonuna getiriyor. Ardından kraliçe oluyor ve diğer iki kraliçe ile birlikte bir ziyafet sofrasında buluyor kendini. İkisi birlikte Alice'in tavırlarını, sözlerini ve görünüşünü çılgınca eleştirerek, kolay sinirlenmeye meyilli karakterimiz Alice'i çıldırtmayı başarırlar. Alice ziyafet masasının örtüsünü çekerek, üzerinde ne varsa kırar, o sırada küçülen Kırmızı Kraliçe'yi eline alarak sarsar ve o sarsmaya devam ettikçe kraliçe kedi yavrusuna dönüşür, Alice normal dünyaya dönmüştür.

- İlk kitap oyun kağıtları temasıyla yola çıkmış, ikincisi de satranç oyunu içinde geçmiştir. İkisinde de Alice merakı sonucu başka bir dünyaya girmiş, orada görevlerini tamamladıktan sonra uyanarak veya sinir nöbeti geçirerek -yoğun bir ruh hali yani- normale dönmüştür. Bu değişken ruh halleri ve hayal ötesi dünyalar yüzünden, Lewis Carroll'un kitaplarını uyuşturucu etkisinde yazdığı çok söyleniyor. Çektiği resimler, günlükleri ve mektupları yüzünden çocuklara normal dışı ilgisi olduğu söylenen yazarın bir de uyuşturucu bağımlısı olduğunu düşünmek pek iç açıcı değil.

- Sonuç olarak, Alice yine değişik olması ve fantastik unsurlar içermesi bakımından farklı bir seri. Ancak, çocuk kitabı olarak tanıtılması ne dereceye kadar doğru, o tartışılır.

- ilhamavcisi'nin notu 7/10

No comments:

Post a Comment