
Annemin üstüne üstüne gittiğimiz, onunsa ses çıkarmadan katlandığı bir konu: süt. Üç kardeş üçümüze de sadece 17 gün süt verebilmiş, bana 40 gün verdiğini söylüyor :) Stresliydim diyor, ilk gün hemen süt verilmezdi o zamanlar o yüzden sütüm oluşmadı diyor, her şeyi yaptım ama olmadı diyor. Bizse yıllarca bizi iyi besleyemedin, sütümü haram ederim diyemezsin diye dalga geçiyoruz. Zaman zaman belki de vermek istememiştir diye bile düşündüğüm oldu, hatta annelik açısından belki de bir parça, küçücük bir parça sırf bu yüzden eksik olduğu...Öyle böyle, boş yere büyük ye büyük konuşma dememişler. Malum, bebek doğduktan sonra bir şekilde beslemek gerek. Bebek bakımının belki de en önemli parçası beslenme. Her yerde gümbür gümbür anne sütü kampanyaları dönüyor. Ben de anne sütü taraftarlarındanım, 6 ay sadece anne sütü diyorum.
Deniz doğuyor, bir hemşire bana emzirme tekniğini gösteriyor, ben keyifle emzirmeye başlıyorum. Hayatında çocuk büyütmemiş, alt bile değiştirmemiş bir yeni anne olarak sonraki iki hafta gece gündüz emziriyorum. Bana göre her şey yolunda gidiyor. Bebeğin yutkunma sesini duymam gerektiğini bilmiyorum. Bakıyoruz ikinci haftanın sonunda Deniz hala çok kilo almıyor. Ve doktorun kulağımdan girip beynime, oradan anılarıma, bilinçaltıma çarpan ve bana yetersiz anne sendromu olarak geri dönen sözleri: anne sütü yetmiyor, mama takviye yapalım. Bir anda bir suçluluk duygusu her yanımı kaplıyor. Miniminicik yavrumu iki hafta neredeyse aç bırakmışım, oysa asil bir prenses edasıyla bana gıkını bile çıkarmamış. Doğum yorgunluğunun da etkisiyle çok ağlamamış ve hırçınlık yapmamış. Zaten hormonların da etkisiyle dokunsan ağlayacak durumdayım, hamile pantolonumu görünce bile gözlerim doluyor, üstüne bu haber tuz biber oluyor bana. Hayalimdeki mükemmel anne imajım yerle bir oluyor. İnsanlara söylerken utanıyorum, mama verirken çocuğuma sigara veriyormuşum gibi hissediyorum.
Annelik gerçekten zor zanaatmış. Dengeyi tutturmak çok zor. Başta Mahir'le beraber mamaya oldukça

direndik. Sonra baktım ki çocuğa eziyet etmenin gereği yok, mamaya teslim oldum! Anne içgüdüsü önemli, insanların mama verme, şöyle böyle demelerini dinlemeden bana doğru geleni yapmaya karar verdim. Bugün 8 hafta sonra hala %50 süt-%50 mama kombin devam ediyoruz. Sütün artması için elimden gelen her şeyi yapıyorum, rezene çayları, alkolsüz bira, muhallebi, incir, öğle uykusu vs. vs. Her kadının mutlaka iki çocuğa yetecek kadar sütü vardır hikayesi canımı sıkıyor, ama yapacak bir şey yok. Lokur lokur süt veren ve bunu da büyük gururla anlatan kadınlara gıcık oluyorum, kıskanıyorum :) Zaten çoğu da bunu o kadar göze sokacak şekilde anlatıyor ki gıcık olmamak elde değil :) Mama konusunda hala kendimi kötü hissediyorum, ama tek örnek benim minnoşum değil biliyorum. En iyisinin içinde bile glikoz şurubu gibi zararlı içerikler ne yazık kı mevcut. İnsanların kınayıcı ve belki farkında olmadan ayıplar, aşağılar tavrı da cabası. Ama benzer bir durumdaysanız lütfen kendinizi yiyip bitirmeyin, bazen durumu kabullenip sonuç odaklı çözüme gitmek en iyisi. Bu rahatlık da belki sütlerin artmasında yardımcı olur. Sonuçta faydalarının yanı sıra emzirmek gerçekten aradaki bağı da kuvvetlendiren, bebeğe kendini güvende hissettiren, sadece ikinize özel ve duygusal bir olay. Mümkünse 6 ay sadece anne sütü, olmuyorsa da dünyanızın yıkılmasına gerek yok, en iyi mamalarla takviye...
Dipnot (Aralık 2015): Bu yazıdan sonra da süt ve mama maceramız aynı şekilde devam etti. Mamaya başlayınca pes etmedim ve Deniz her acıktığında ilk önce meme verdim, o da anne sütünden kopmadı böylece. Dördüncü ayda ek gıdaya başladım sebze çorbası ile. Sonra yoğurt ve meyve. Böylece mamayı erkenden azaltmış olduk ve 9. ayda tamamen bıraktık. İkimizin de azmiyle tam 2 yıl 10 gün emzirdim kızımı. Gerçekten anne ve çocuk arasında derin bir bağ kuran bir ilişki emzirmek. Yapabilenlere, isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum emzirmeyi. Zor bir iş ama sanki sonucuna değiyor. Amma velakin istemeyene de bir şey diyemem, dinde dahi zorlama yok bu konuda. Önemli olan çocuklarımızın mutlu, huzurlu ve sağlıklı olmaları. Her ilişkinin kendine has bir dinamiği olduğu gibi, her anne ve çocuğun da kendine özgü bir ilişkisi olacak elbet. Sağlıcakla kalın!
No comments:
Post a Comment