Tuesday, February 7, 2012

MUZ SESLERİ (ECE TEMEL KURAN)

Ece Temel Kuran'ı Mahir sayesinde tanıdım, arada da okurum. Muz Sesleri'ni de Mahir hafif bir kitap okumak ihtiyacı içerisindeyken Bahçelievler 7. Cadde'den yerden almıştı. Okuyacağımı düşünmüyordum ama hafif bir kitap okuma ihtiyacı beni de sardı, geçen hafta okumama kararıma yenilip bir bakayım dedim. Öncelikle Ece Temel Kuran'ın özgeçmişinin düşündüğümden daha iyi olduğunu itiraf edeyim. Kadın çalışmaları konusunda oldukça kafa yormuş. Ancak bence aynı ligde koşmakta olduğu Zülfü Livaneli vb. yazarlara yetişmek için hala birkaç fırın ekmeği var.

Kitap doğu-batı sorununu global bir şekilde ele alıyor, doğudan yana bir tavır koyuyor. Mekanlar Paris, Londra ve Beyrut. İyi niyetli bir çalışma ancak ham olduğu kanaatindeyim. Batılıların doğuyu küçümseme ve görmezden gelme hatasına düşmeleri gibi, Ece Temel Kuran da batıyı dünyanın yaramaz ve şımarık çocuğu, doğuyu ama özellikle Orta Doğu'yu hor görülen ve ezilen çocuk olarak görüyor. Tek taraflı bu düşünce tarihi ve siyaseti çok yönlü bir şekilde ele almadığı için bende çoğunlukla bir acındırma çabası uyandırdı ve geri tepti.

Filipina'nın babası Dr.Hamza'nın mektupları hariç karakterler ve onların hikayeleri insanı içine almıyor, sarmıyor. Özellikle Ziad ve Oxford'dan yana yakıla kaçan Deniz bana oldukça itici geldiler. Cümleler çok uzun, bazen gereksiz ve yazar acemisi tasvirlerle dolu. Tek hoşuma giden cümle "Orta Doğu'lar ellerine aldıkları her şeye ne zaman bozulacak diye bakarlar" tarzında bir cümle oldu. Sonuç olarak tema fazla siyah-beyaz, ve anlatım ve roman tekniği açısından çok güçlü değil.

- ilhamavcısı'nın notu: 5/10.  

No comments:

Post a Comment