Tuesday, February 7, 2012

ESİR ŞEHRİN MAHPUSU (KEMAL TAHİR)

Bir önceki yazımda anlattığım, Kemal Tahir'in "Esir Şehrin İnsanları" kitabının devamı niteliğindeki "Esir Şehrin Mahpusu" Kamil Bey'in etkileyici hikayesine hapishanede devam ediyor. İlk kitabın sonunda Askeri Mahkeme'de yargılanmaya başlayan Kamil Bey yedi yıl ceza alıyor ve cezasını çekmek üzere hapishaneye gönderiliyor.

- Hapishaneye bayram arifesinde geliyor, geldiğinde ne müdür, ne de yetkili bir insan buluyor karşısında. Bir onbaşı ve gardiyanlar Kamil Bey'i diğer mahkumlarla karıştırıyor ve hırsız zannederek, faytoncu Osman Ağa'nın bir nevi başkanlık yaptığı koğuşa yolluyorlar. Elit bir paşa oğlu olan, hayatının büyük kısmını Avrupa'da geçirmiş ve halkını çok fazla tanımayan, hele de hapishane ve kabadayı kültürü olmayan Kamil Bey'i hapishanede zor günler bekliyor.

- Bir yanlış anlama sonucu hırsızlıktan mahkum olduğu zannedildiği için, hırsızlara yapılan aşağılayıcı muamele ile karşılaşıyor. Kibarlığı yüzünden kimsenin hatasını yüzüne vuramıyor ve sıkıntısı her gün daha da artıyor. Kemal Tahir tip yaratma becerisini bu kitapta da gösteriyor, muhtemelen bunu yaparken kendi hapishane deneyimlerinden de bolca faydalanıyor.

- Kamil Bey' en yardımcı görünen Zekeriya Hoca, diğer mahkumlara Kamil Bey hakkında bolca ispiyonculuk yapıyor. Osman Ağa ve diğerleri misafirperverlik göstererek Kamil Bey'in elinde avucunda ne kadar parası varsa soyup soğana çeviriyorlar. Saatini, yatağını ve neredeyse bavulunu kaybetme derecesine gelen Kamil Bey tüm bunlara olgunluk ve kabullenmişlikle karşılık veriyor. Ta ki, Ramiz Bey'in dobra eşi Fatma Hanım'ın getirdiği kurabiyeler çalındığında çılgına dönüyor. Osman Ağa ve diğerleri ile bir güzel kavga ediyor ve kendisinin de o güne kadar çok farkında olmadığı gücünü herkese gösteriyor. Bu olaydan sonra yanlış koğuşa düştüğü anlaşılıyor, adı "Millici Abi'ye" dönüyor ve ittihatçı Binbaşı Arif Bey'in koğuşuna geçiyor.

- Bütün bunlar olurken, eşi Nermin sürekli soğuk ve uzak davranıyor Kamil Bey'e. Nermin kadar eğitimli olmayan kadınların eşlerinin arkasında milli mücadele için durduğunu görmek, karısı ile aynı düşünceleri paylaşamamak, üstüne üstlük onun eniştesi, halası ve kuzeninin etkisi altında kaldığını görmek Kamil Bey'in sıkıntılarını artırıyor. Çok sevdiği kızı Ayşe'yi görememek de bunlara tuz biber ekiyor.

- İki roman boyunca Kamil Bey'in ruhsal değişimi ve gelişimi adım adım özenle işleniyor. Bağlarbaşı'ndaki köşke gittiğinde karşılaştığı çocukluk arkadaşı Fuat Bey'in kızından ayrı düşmüş olması ve avukatı ile mal davasına gittiğinde gördüğü ittihatçı mahkum subayın eşinin açtığı boşanma davası sırasıyla onun da başına geliyor. Bir Fransız gazetesinde Nermin'in kuzeni ve kendisine ayarlanmaya çalışılan kadın doğum doktoru ile birlikte Fransız maskeli balosuna gidip sabaha kadar kaldığını öğrenmesi olaylara son darbeyi vuruyor. İkinci kitap, Kamil Bey'in Nermin'e yazdığı boşanma mektubu ile sona eriyor.

- "Esir Şehrin Mahpusu" yine bir tarih ve hayat dersi kitabı niteliğinde. İnsanların önyargıları, içten pazarlıklı oluşları, küçük hesapları, toplumun farklı kesimlerinden insan manzaraları, hatta toplumda kadın sorunu akıllı bir kurgu ile gözler önüne seriliyor.

- Oldukça zevkli, sürükleyici ve öğretici olan "Esir Şehrin Mahpusu"nu her Türk gencine şiddetle tavsiye ediyorum. Milli Mücadele yıllarının İstanbul'da nasıl yaşandığını anlamak bakımından kesinlikle okunması gereken kitap, Kemal Tahir'in de en iyi kitapları arasında yer alıyor.

- ilhamavcisi'nin notu 9/10.

No comments:

Post a Comment