Wednesday, December 12, 2012

Yeni Atlantis (Francis Bacon)

Francis Bacon ismi üzerinde biraz düşününce aklıma şunlar geldi. İnsan içinde doğduğu tüm koşulları zamanla normalleştiriyor. Hatta düzeltiyorum, içinde doğduğu ve sonra da içinde olduğu her şeyi normalleştiriyor. Yabancı isimler, mekanlar ve eserler bizde daha iyi oldukları duygusunu yaratıyor çoğu kez. Ve çoğu kez de bu duygu aslında doğru olmayabiliyor.

Francis Bacon bizim Ferit Pastırma isimli bir yazarımız, kitabı da Yeni Atlantis değil de Yeni Efes (bira değil şehir) olsa idi, yine böyle bilinir olur muydu, tabii ki olmazdı. Bizler büyük ihtimalle okumazdık, okusak da aşağılardık, ve Avrupa ve Amerika'nın yayıcı pazarlama gücüne sahip olmadığımız için kitap sadece Türkiye ile sınırlı kalırdı.

Neyse, Bacon benim uzun süredir okumak istediğim bir isimdi. Kendisi enteresan bir kişilik. Devlet görevinde oldukça yükseliyor, hırslı, bir dönem rüşvet almakla suçlanıyor, suçunu kabul ediyor. Ama sonraları ahlak konusunda takdire şayan dersler veriyor. Çelişik tutumlar sergiliyor yani, dediğimi yap yaptığımı yapma usulü :)

Bacon'ı bu kadar meşhur eden yanıysa bilime yaptığı felsefik katkı. Deneysel bilimin, doğaya dönüşün ve en önemlisi tümevarım yönetiminin tohumlarını atmış olması onu dönemdaşlarından farklı bir yere koyuyor.

Yeni Atlantis onun son eserlerinden biri. Ütopik bir toplumu ele alıyor kitabında. Ütopik toplum denilince akla gelen ilk kitap tabii ki Thomas More'un Ütopya'sı. More'dan sonraki dönemlerde etkin olan Bacon'ın ütopik toplumu da o dönem İngiltere'sinin sorunlarından ilham alıyor ama temeline bilimi de yerleştirerek farklılaşıyor.

Bir grup denizci Atlantik'te kayboluyor, günler sonra karaya ulaşıyor ve farklı bir adaya geldiklerini anlıyorlar. Burada kurallara bağlı ve barışçı bir toplulukla karşılaşıyorlar. Kendileri de bu barışçı ortama uyum sağlarlarsa orada kalabileceklerini anlıyorlar.

Onlara uyum süreçlerine adanın önde gelenleri topluluk kurallarını anlatıyor. Kesinlikle rüşvet almıyorlar :) Hatta bu söz konusu olduğunda "aynı iş için neden iki kez para alayım" diyerek reddediyorlar.

Ne yazık ki burada da ataerkil bir yapılanma söz konusu. Evin reisi erkek, ondan sonra büyük erkek çocuğu geliyor. Erkeklerin bu düzeni ütopik toplumlarda da devam ettiriyor olmaları bana çok komik geliyor. Döneminden düşünce yönünde önde giden erkekler bile, her şeyi tekrar düşünür ve yapılandırırım ama toplumdaki etkin yerimden vazgeçmem diyorlar.

Her neyse, Yeni Atlantis'te en önemli şey bilimsel çalışmalar. Dünyadaki her gelişmeyi yakından takip ediyor ve üzerine fersah fersah yenilerini ekliyorlar. Savaş aletleri, tarımsal çalışmaları, hekimlik uygulamaları dünyanın geri kalanından çok daha ileride. Bunun temelini de deneysel ve özgür çalışmalar oluşturuyor.

Dikkat çekilebilecek iki nokta şu. Biri bilim merkezlerinin adının Süleyman Evi olması. Bu, doğunun bilimsel gelişiminin batıdan çok daha önce başlamış olmasına yönelik yapılan bir atıf, takdire değer. İkincisi de bu gelişmiş toplumun sıkı bir Hristiyan grubu olması. Hristiyanlığı da taaa oralara kadar bile giden misyonerlerden öğreniyorlar. Bu da Avrupa'nın aslında bizim zannettiğimizin aksine dine ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Bence bizimle ilgili en büyük sorunları da bu.

Bacon kitabı yazmayı bitirememiş ne yazık ki. Bu da sonuna bir gizem ekliyor. Bitirse nasıl olurdu bilemiyorum ama bu haliyle de okumaya değer. Yazı dili oldukça sade, akıcı bir şekilde ilerliyor kitap. Sizin ütopik toplumunuza ışık tutar mı bilmem, bazı yanlarıyla benim hoşuma gitti ama sanırım benim ütopyam biraz daha farklı olurdu.

- ilhamavcısı'nın notu: 6/10.

1 comment:

  1. Bu kitap bana felsefe hocamın verdiği performans ödevi. Lise 3 deyim ve ben hayatımda bir kitabı tam olarak bitirmiş bir insan değilim. Neyse velasılkelam kitabın 2.elini buldum 1 TL gibi komik bir rakama aldım. Tabi 2. el olunca yıpranmış yırtılmış filan hatta arka kapağı yok :) Neyse benim evim okula otobüsle 1 saat uzaklıkta ve 1 saat boyunca kulaklıkla müzik dinleyerek gidiyorum okula. Kitabı aldığım gün arkadaşımla yaşadığı tartışma sonucu kulaklığım koptu ve ben müzikten mahrum bırakıldım :( Sonra kulaklık alasıya kadar kitabı okuyum bari dedim benim için çok zor bir karar oldu. Nede olsa 5 sayfa özet istiyor felsefe hocam ve felsefe temalı bir kitap. Kitabı ilk okuduğumda çok hoşuma gitti sigara gibi bağımlılık yaptı evde okulda heryerde okuyordum :) 1 haftada bitirdim ve hayran kaldım. Bu kitap bana okumayı aşıladığı o günden beri ayda 3-4 kitap okuyorum tercihim bu kitabın yazarı Bacon gibi Britanya'lı olan Sir Arthur Doyle'nin Sherlock Holmes serisi. Kesinlikle bu kitap bana yaradı sakın ön yargılı olmayın ilk 10 sayfayı okuyun hoşunuza gitmeze bırakın.

    ReplyDelete