
Tipik bir Holloywood komedisi değil. Steve Carell'i görüp de kendine özgü komikliklerini bekliyorsanız bu film o film değil. Film boyunca, son sahne hariç mimiği az ve ciddiye yakın bir psikolog rolünde görüyoruz onu.
Tommy Lee Jones izlemekten pek hoşlandığım bir oyuncu değil. Fazla nemrut buluyorum kendisini. Bu nemrutluğu oynadığı adamı yansıttığı için bu sefer iyi gitmiş. Her gün aynı saatte kalkan, aynı saatte eve gelen, aynı programı izleyip aynı saatte yatan, cinselliğini ve duygularını unutmuş bir adam. Karısının yakarışlarını duymuyor, duyamıyor, hayatın ve işinin içine gömülerek kendine güvenli bir daire oluşturup öyle yaşamayı tercih ediyor.

İnsanların neden delice Meryl Streep hayranı olduğunu merak etmişimdir. Buldum: zahmetsizce karaktere girip verebiliyor. Onu da izlemekten müthiş tat aldığımı söyleyemem ama rolleri ve filmleri çoğunlukla, hatta hep diyebilirim iyi çalışılmış oluyor. Burada da toplumun kendisine verdiği anne ve eşlik görevlerini tatlılık ve çalışkanlıkla oynayan, kocasından şefkat ve ilgi bekleyen ama bulamayan, bunu da en sonunda sessiz bir isyana dönüştüren, herkesin ailesinde bir dönem bulunması mümkün bir kadını canlandırıyor.

Özellikle Tommy Lee Jones'un, sırf karısı kendisini terk etmesin diye onu çıkardığı güzel akşam yemeği ve kiraladığı otel odası, ama bunları aslında isteyerek yapmış olmaması, ister gibi görünmesi ve karısının da bunu anlaması üzücü ve gerçekçi.

Belki yeni evlenecek olanlara veya genç kuşaklara izletmekte fayda vardır. Evliliğin veya uzun süreli ilişkilerin yıpranabileceğini, sevginin zaman zaman arka planda kalabileceğini, onu canlı tutmak için çaba gerekeceğini, bazen kendimizi sevdirmeye çalışırken daha da uzaklaştırıp komik düşebileceğimizi, sınırlarımızı yıktıkça ilişkilerimizi geliştirebileceğimizi bilsinler değil mi?
- ilhamavcisi: 6/10.
No comments:
Post a Comment