
Amma velakin, diyeceğim o ki, o günlerden bu günlere, bol olan her şey gibi animasyonların da suyu çıktı. Çok güzel olup insanı düşündüren, duygulandıran örnekleri olduğu gibi; izleyip izlememenizin fark etmeyeceği vasat örnekleri de bulunuyor.
Girişimden anlayacağınız üzere, Cesur bana göre vasat bir örnek olmaktan öteye gitmiyor. Afişindeki uçuşan, kıvırcık kızıl saçlara ve elindeki yay ve oka kanıp, akıcı bir kadın savunucusu film izleyeceğimi düşünürken karşıma bildik bir anne-kız itişmesi ve kadınlığa dair klişeler çıktı.

E doğal olarak anlaşamıyorlar, her biri diğerini kendisine benzetmeye uğraşıyor, araları iyi değil. Kızımız annesine çok kızdığı bir gün ormanda bir cadıya rastlıyor, dileği yanlış işleyince annesi ayıya dönüşüyor.
Ayı ne demek? Kural tanımayan, görgüsüz ve kocaman bir hayvan. Anne kız bu şekilde ormanda çare ararken birbirlerini anlamaya ve tanımaya başlıyorlar. En sonunda anne kızı ve ailesi için, aynı cadının ayıya dönüştürdüğü kötü bir adamla dövüşüyor ve vahşi, özgür yanını keşfediyor.

Sonunda tekrar insana dönüyor, birbirlerini seviyorlar, kah el işi yapıyorlar, kah ata biniyorlar, çok yönlü olmayı başarıyorlar. Film de mutlu sonla bitiyor. Güzel kızların ve masal prenseslerinin illa ki evlenme delisi olmadıklarını da göstermesi, verdiği mesajı çok hoş. Kadın varlığını ve kimliğini sadece evlilik yoluyla kazanmaz diyor.
Biz yetişkinlerin zevk alacağı animasyonlardan değil, çocuğunuz yeğeniniz varsa izletilir. Keza, 7 yaşındaki karşı komşumuz çok beğenmiş, çok zevkle anlattı bana :)
- ilhamavcısı'nın notu: 5/10.
No comments:
Post a Comment